They're late, as usual.
- Onlar her zamanki gibi geç kaldılar.
As usual, the physics teacher was late for class.
- Her zamanki gibi, fizik öğretmeni, sınıfa geç kalmıştı.
Tom rose early as always.
- Tom her zamanki gibi erkenden kalktı.
As always, Keiko showed us a pleasant smile.
- Keiko bize her zamanki gibi hoş bir gülümseme gösterdi.
They're late, as usual.
- Onlar her zamanki gibi geç kaldılar.
As usual, Mike was late for the meeting this afternoon.
- Her zamanki gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kalmıştı.