Both of my parents were brought up in the country.
- Ebeveynlerimin her ikisi de ülkede yetiştirildiler.
Tom and his wife both have to work to make ends meet.
- Tom ve karısı kıt kanaat geçinmek için her ikisi çalışmak zorunda.
Tom! Do you realise that these sentences are very self-centred: They always either begin with or end with you! Even both! she reproached Tom.
- Tom! Bu cümlelerin çok bencil olduğunun farkında mısın?: Onlar her zaman ya seninle başlıyor ya da seninle bitiyor! Hatta her ikisi! o, Tom'a serzenişte bulundu.
Either as a waiter at a restaurant or a bartender, both are OK.
- Ya restoranda bir garson olarak ya da bir barmen , her ikisi de Tamam.
Both of them went to the window to look outside.
- Her ikisi de dışarıya bakmak için pencereye gitti.
Both of them are in the room.
- Onların her ikisi de odadalar.
Both of them went to the window to look outside.
- Her ikisi de dışarıya bakmak için pencereye gitti.
Both of them are very cute.
- Onların her ikisi de sevimli
Either skillful or lazy. But not both.
- Ya becerikli ya da tembel ama her ikisi değil.
Either as a waiter at a restaurant or a bartender, both are OK.
- Ya restoranda bir garson olarak ya da bir barmen , her ikisi de Tamam.
I haven't read either book.
- Ben her iki kitabı okumadım.
Divide the pile of documents equally, and take them one by one to either side of the room.
- Belgelerin yığınını eşit şekilde böl, ve onları birer birer odanın her iki tarafına koy.
Tom and his sister are both students at this university.
- Tom ve kız kardeşi her ikisi de bu üniversitede öğrenciler.
Both the brothers were out.
- Kardeşlerin her ikisi de dışarıdalardı.
Tom and his wife both have to work to make ends meet.
- Tom ve karısı kıt kanaat geçinmek için her ikisi çalışmak zorunda.
Both of my parents were brought up in the country.
- Ebeveynlerimin her ikisi de ülkede yetiştirildiler.