hence, figuratively, that which cuts as an edge does, or wounds deeply, etc

listen to the pronunciation of hence, figuratively, that which cuts as an edge does, or wounds deeply, etc
Englisch - Türkisch

Definition von hence, figuratively, that which cuts as an edge does, or wounds deeply, etc im Englisch Türkisch wörterbuch

edge

O, uçurumun kenarında durdu. - He stood on the edge of the cliff.

Tom uçurumun kenarına gitti. - Tom went to the edge of the cliff.

edge
kırak
edge
sırt
edge
(Bilgisayar) kenar kenar
edge
yaklaşmak

Uçurumun kenarına çok yaklaşmak tehlikeli olurdu. - It would be dangerous to go too near the edge of the cliff.

edge
kenar çizgisi
edge
keskin kenar
edge
kenardan yavaş yavaş ilerlemek
edge
{f} kenar yap
edge
{f} kenar yapmak
edge
{i} kıyı
edge
{i} kesit
edge
{f} (bir tarafa doğru) yavaş yavaş gitmek
edge
ak
edge
ayrıt, kenar kenar
edge
kenardan y
edge
ilerletmek
edge
(isim) keskin kenar, ağız, kıyı, keskinlik, şiddet, kenar, kesit, üstünlük
edge
kenar,v.kenar yap: n.kenar
Englisch - Englisch
edge
hence, figuratively, that which cuts as an edge does, or wounds deeply, etc
Favoriten