O,çocukken,annesine yardım etmek için sıkı çalıştı.
- Child as he was, he worked hard to help his mother.
Birbirimize yardım etmek bizim görevimizdir.
- It is our duty to help one another.
Dün babama yardım ettim.
- I helped my father yesterday.
Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et.
- Give help to anyone who needs it.
Soruna bir çözüm bulmak için bize yardım eder misiniz?
- Could you help us find a solution to the problem?
Bir çözüm bulamıyorum. Bana yardım et.
- I cannot find a solution. Help me.
Tom tamamen çaresiz hissetti.
- Tom felt completely helpless.
Tom tamamen çaresizdi.
- Tom was completely helpless.
İmdat! Onlar bana vuracaklar!
- Help! They're going to hit me!
Pierrette İmdat, imdat! diye bağırdı Ben katlediliyorum!
- Help! Help! cried Pierrette, I'm being murdered!
Pierrette İmdat, imdat! diye bağırdı Ben katlediliyorum!
- Help! Help! cried Pierrette, I'm being murdered!
İmdat! Onlar bana vuracaklar!
- Help! They're going to hit me!
Açıklaman için teşekkürler. Bu, cümleyi doğru anlamaya yardımcı olur.
- Thanks for your explanation. It helps to understand the sentence correctly.
Sadece geçen gün neden yardım edemediğimi açıklamak istedim.
- I just wanted to explain why I couldn't help the other day.
Yardımın sayesinde başarabildim.
- Thanks to your help, I could succeed.
Yardımın sayesinde, kitabı oldukça iyi anlayabildim.
- Thanks to your help, I could understand the book quite well.
Bize yardım etmenin en iyi yolu kendi dilinizde katkıda bulunmaktır.
- The best way to help us is to contribute in your own native language.
Bilgisayarınıza bağırmak işe yaramaz.
- Shouting at your computer will not help.
Herhangi bir yardıma ihtiyacınız olursa, beni bilgilendirin.
- If you need any help, let me know.
Ben her zaman sana yardım etmeye hazırım.
- I am always ready to help you.
Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et.
- Give help to anyone who needs it.
Bu bulaşıkları yıkamama yardımcı olabilir misin?
- Can you help me wash these dishes?
Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.
- Tea and coffee helps to start the day.
Tom Mary'ye okul giderlerini ödemesine yardımcı olmak için para gönderdi.
- Tom sent money to Mary to help her pay for school expenses.
İkinize de yardımcı olmak için bir şey yapardım.
- I would do anything to help you both.
Lütfen bunu aşağı çekmek için bana yardım edin.
- Please help me take this down.
Kontakt lensimi bulmama yardım edin.
- Help me find my contact lens.
Tom'dan başımı beladan kurtarmak için bana yardımcı olmasını istedim.
- I asked Tom to help me get out of trouble.
Tom Mary'yi kurtarmak için yardım etti.
- Tom helped rescue Mary.
He's a real road-rager. / Yup, he really needs help, maybe anger management..
The help is coming round this morning to clean.
She was struggling with the groceries, so I offered to help.
He was a great help to me when I was moving house.
The white paint on the walls helps make the room look brighter.
Are they going to beat us? —Not if I can help it!.
... help small businesses hire employees, bring on new jobs, make new investments immediately. ...
... help you park your car, or apps to help ...