hedefler

listen to the pronunciation of hedefler
Türkisch - Englisch
objectives

The uprising failed to achieve its objectives. - Ayaklanma, hedeflerine ulaşmakta başarısız oldu.

The objectives of the marketing department and the sales department are not necessarily the same. - Pazarlama bölümü ve satış bölümü hedefleri mutlaka aynı değildir.

targets

The soldiers on the boats would be easy targets. - Teknelerdeki askerler kolay hedefler olacaktı.

hedef
target

The arrow missed its target. - Ok hedefini ıskaladı.

Aim at the target with this gun. - Bu tabanca ile hedefe nişan al.

hedef
goal

They reached their goal. - Onlar hedefine ulaştı.

The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period. - Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.

hedef
(Hukuk) objective

The uprising failed to achieve its objectives. - Ayaklanma, hedeflerine ulaşmakta başarısız oldu.

That is a very important objective and it will be quite tricky to achieve. - Bu çok önemli bir hedef ve ulaşmak oldukça zor olacak.

hedef
aim

Aim at the target with this gun. - Bu tabanca ile hedefe nişan al.

Tom was aiming his pistol at Mary when John shot him. - John onu vurduğunda, Tom silahını Mary'ye hedefliyordu.

hedefler grubu
(Askeri) group of targets
hedefler hattı
(Askeri) line of targets
hedefler hiyerarşisi
(Politika, Siyaset) hierarchy of objectives
hedef
destination

As soon as I arrived at the destination, I called him. - Hedefe varır varmaz onu aradım.

Although each person follows a different path, our destinations are the same. - Her insan farklı bir yol izlesede, hedeflerimiz aynıdır.

hedef
{i} object

The objectives of the marketing department and the sales department are not necessarily the same. - Pazarlama bölümü ve satış bölümü hedefleri mutlaka aynı değildir.

That is a very important objective and it will be quite tricky to achieve. - Bu çok önemli bir hedef ve ulaşmak oldukça zor olacak.

hedef
intention
hedef
(Bilgisayar) to
hedef
(Ticaret) goals

Goals determine what you are going to be. - Hedefler sizin ne olacağınızı belirler.

Did you accomplish your goals? - Hedeflerini gerçekleştirdin mi?

hedef
(Bilgisayar) copy to
hedef
mission

The principal goal of NASA's Juno mission is to understand the origin and evolution of Jupiter. - NASA'nın Juno misyonunun temel hedefi Jüpiterin kökeni ve evrimini anlamaktır.

hedef
(Bilgisayar) dest

We have reached our destination. - Biz hedefimize ulaştık.

The ship proceeded to her destination. - Gemi hedefine doğru ilerledi.

hedef
cock-shy
hedef
end

At the end of the day, the goals are simple: safety and security. - Günün sonunda, hedefler basittir: emniyet ve güvenlik.

The end justifies the means. - Hedefe giden her yol mübahtır.

hedef
point
hedef
{i} bourn
hedef
cause
hedef
mark

The objectives of the marketing department and the sales department are not necessarily the same. - Pazarlama bölümü ve satış bölümü hedefleri mutlaka aynı değildir.

Thus, the ethical issue remains: Should cigarette makers be allowed to target global markets? - Bu yüzden, etik sorun devam ediyor: sigara üreticilerine hedef küresel pazarlara izin verilmeli mi?

hedef
to target
acil hedefler
(Ticaret) ultimate targets
ara hedefler
(Hukuk) intermediate objectives
hedef
Terminus
hedef
blank
hedef
bourne
hedef
target, mark
hedef
(bomba) home
hedef
Land of Promise
hedef
clout
hedef
cock shy
hedef
target, mark; object, objective, aim, goal, cause erek, amaç, gaye, maksat
hedef
object, aim, goal
hedef
butt
hedef
Promised Land
hedef
(okçuluk) rover
hedef
drift
hedef
animus
milli hedefler
(Askeri) national objectives
psikolojik hedefler ve temalar
(Askeri) objectives and themes
teknolojik hedefler
(Askeri) technological objectives
yıkıcı hedefler
(Askeri) divisive objectives
Türkisch - Türkisch

Definition von hedefler im Türkisch Türkisch wörterbuch

HEDEF
(Osmanlı Dönemi) İri vücudlu adam
HEDEF
(Osmanlı Dönemi) Yüksek, bülend
HEDEF
(Osmanlı Dönemi) Emel. Varılmak istenen gaye
HEDEF
(Osmanlı Dönemi) Bir işe yaramayan, tembel ve uykucu olan. L.R
HEDEF
(Osmanlı Dönemi) Nişan noktası
Hedef
nişane
Hedef
amaç
Hedef
(Osmanlı Dönemi) URZA
Hedef
nişangah
Hedef
(Osmanlı Dönemi) GARAM
hedef
Amaç, gaye, maksat: "Asıl önemlisi devlet büyük hedefler dikmişti; milletin benimsediği, övündüğü hedeflerdi bunlar."- T. Buğra
hedef
Nişan alınacak yer
hedef
Amaç, gaye, maksat
hedefler
Favoriten