O, zalim bir kişidir.
- He is a cruel person.
Bu zalim soğuk bir adamı kendi sesinden korkutabilirdi.
- This cruel cold could make a man afraid of his own voice.
Onun o kadar acımasız bir şey yapma yeteneğine sahip olduğunu hiç düşünmemiştim.
- I never thought he was capable of doing something so cruel.
Bu son derece acımasız bir savaştı.
- It was an extremely cruel war.
Neden her zaman bu kadar gaddar olmak zorundasın?
- Why do you always have to be so cruel?
Bu son derece acımasız bir savaştı.
- It was an extremely cruel war.
Bu acımasız kaderin güzel bir örneği.
- It's a perfect example of cruel fate.
Neden her zaman bu kadar gaddar olmak zorundasın?
- Why do you always have to be so cruel?