Daha fazla özürler işitmek istemiyorum.
- I don't want to hear any more excuses.
O kötü işitmekten özürlü.
- She is handicapped by poor hearing.
Yaşlı adam duymakta zorlanıyor.
- The old man was hard of hearing.
Onun bekar olduğunu duymaktan dolayı mutluyum.
- I'm glad to hear that she is unmarried.
Fransızcanın öğrenmek için zor bir dil olduğunu duydum.
- I've heard French is a difficult language to learn.
Tüm yapmanız gereken bu cümleyi ezbere öğrenmek.
- All you have to do is to learn this sentence by heart.
Onu dinlemekten bıktım.
- I'm sick of hearing it.
Üzerinde çalıştığım yeni şarkıyı dinlemek ister misin?
- Do you want to hear the new song I'm working on?
Ben bu işitme cihazı için 20.000 yen ödedim.
- I paid twenty thousand yen for this hearing aid.
Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.
- Hearing this song after so long really brings back the old times.
Yakında sizden haber almak için sabırsızlanıyorum.
- I am looking forward to hearing from you soon.
Yakında senden haber almaktan müteşekkür olacağım.
- I would appreciate hearing from you soon.
Cenaze arabası sekiz siyah at tarafından çekildi.
- The hearse was drawn by eight black horses.
Cenaze arabasını kim kullanıyordu?
- Who was driving the hearse?
Cenaze arabası sekiz siyah at tarafından çekildi.
- The hearse was drawn by eight black horses.
Cenaze arabasını kim kullanıyordu?
- Who was driving the hearse?
Adam, soon as he heard / The fatal Trespass don by Eve, amaz'd, / Astonied stood and Blank .
Your case will be heard at the end of the month.
I heard a sound from outside the window.
Eventually the king chose to hear her entreaties.
Agayne there was dissencion amonge the iewes for these sayinges, and many of them sayd: He hath the devyll, and is madde: why heare ye hym?.
I was deaf, and now I can hear.
... speech it hears." The human rights stuff is easy to understand. ...