There is a movement afoot and nobody is noticing it.
- Hazırlanmakta olan bir hareket var ve hiç kimse bunu fark etmiyor.
It would be to your advantage to prepare questions in advance.
- Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.
The cook prepares different dishes every day.
- Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.
She is busy preparing for an examination.
- O, sınava hazırlanmakla meşgul.
He is busy preparing for the examination.
- O, sınava hazırlanmakla meşgul.
He has drawn up a will.
- O, bir vasiyetname hazırladı.
Tom was well prepared for the exam.
- Tom sınav için iyi hazırlandı.
He prepared his speech very carefully.
- Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.