You should prepare for the worst.
- En kötüsü için hazırlanmalısın.
He prepared his speech very carefully.
- Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
She is busy preparing for an examination.
- O, sınava hazırlanmakla meşgul.
She is busy preparing for the trip.
- O yolculuk için hazırlanmakla meşgul.
He has drawn up a will.
- O, bir vasiyetname hazırladı.
He prepared his speech very carefully.
- Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
Tom was well prepared for the exam.
- Tom sınav için iyi hazırlandı.