hazırlanmamış

listen to the pronunciation of hazırlanmamış
Türkisch - Englisch
unprepared
spur of the moment
unmade
hazırla
prepare

You should prepare for the worst. - En kötüsü için hazırlanmalısın.

I have to prepare for the test in English. - İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.

hazırla
{f} priming
hazırla
{f} steel
hazırla
{f} preparing

Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams. - Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.

She is busy preparing for the trip. - O yolculuk için hazırlanmakla meşgul.

hazırla
concoct
hazırla
drawn up

He has drawn up a will. - O, bir vasiyetname hazırladı.

hazırla
{f} prepared

She prepared the meal in a very short time. - O, çok kısa bir sürede yemeği hazırladı.

In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake. - Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.

önceden hazırlanmamış
unstudied
hazırlanmamış
Favoriten