We failed due to a lack of preparation.
- Hazırlanma eksikliği nedeniyle başarısız olduk.
Tom has got to get ready for dinner.
- Tom akşam yemeği için hazırlanmak zorunda.
It takes me a lot of time in the morning to get ready for work.
- Sabahleyin iş için hazırlanmak çok zamanımı alır.
I have to prepare for the test.
- Test için hazırlanmak zorundayım.
I have to prepare for the test in English.
- İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.
I have to prepare for the test in English.
- İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.
He prepared his speech very carefully.
- Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
Tom wants to be prepared.
- Tom hazırlanmak istiyor.
Tom wanted to be prepared.
- Tom hazırlanmak istedi.
My meals are prepared by my mother.
- Benim yemekler annem tarafından hazırlanmaktadır.
Tom wanted to be prepared.
- Tom hazırlanmak istedi.
He is busy preparing for the examination.
- O, sınava hazırlanmakla meşgul.
Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams.
- Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.
He has drawn up a will.
- O, bir vasiyetname hazırladı.
In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake.
- Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.
Tom prepared dinner by himself.
- Tom akşam yemeğini kendisi hazırladı.