Tom wondered how many hours it took Mary to get ready for the party.
- Tom parti için hazırlanmasının Mary'nin kaç saatini aldığını merak etti.
Get ready for the trip at once.
- Yolculuk için derhal hazırlan.
You should prepare for the worst.
- En kötüsü için hazırlanmalısın.
I have to prepare for the test in English.
- İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.
She is busy preparing for the trip.
- O yolculuk için hazırlanmakla meşgul.
She is busy preparing for an examination.
- O, sınava hazırlanmakla meşgul.
He has drawn up a will.
- O, bir vasiyetname hazırladı.
Tom was well prepared for the exam.
- Tom sınav için iyi hazırlandı.
In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake.
- Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.