Both brothers are still alive.
- Erkek kardeşlerin her ikisi de hâlâ hayatta.
If it weren't for her help, I would not be alive now.
- Onun yardımı olmasa, şu an hayatta olmam.
Are you one of the survivors of flight 111?
- 111 no'lu uçuşta hayatta kalanlardan biri misin?
Are there any survivors?
- Hiç hayatta kalan var mı?
Tom understands what it takes to survive.
- Tom hayatta kalmak için ne gerektiğini anlıyor.
We did what we had to to survive.
- Hayatta kalmak için yapmak zorunda olduğumuz şeyi yaptık.
Food is essential for survival.
- Yiyecek hayatta kalmak için gereklidir.
I gave up all hope of survival.
- Bütün hayatta kalma umudundan vazgeçtim.
You were lucky to survive the attack.
- Saldırıda hayatta kalmak için şanslıydınız.
If you have no food, you got to eat roots and insects in order to survive.
- Yiyeceğiniz yoksa, hayatta kalmak için kökleri ve böcekleri yemek zorundasınızdır.
She was living through her daughter.