hayırsever; hayırsever

listen to the pronunciation of hayırsever; hayırsever
Türkisch - Englisch
benevolent; philanthropic
hayırsever
benevolent

Why would a benevolent god allow Hell to exist? - Niçin hayırsever bir tanrı cehennemin var olmasına izin versin?

She's a benevolent witch. - O hayırsever bir cadı.

hayırsever
charitable
hayırsever
philanthropic

Completely different from Tom was his boyfriend John, who was amicable and philanthropic. - Tom erkek arkadaşı John'dan tamamen farklıydı, o dostane ve hayırseverdi.

hayırsever
philanthropist

The philanthropist tried to use her wealth to help people in need. - Hayırsever, servetini muhtaç insanlara yardımcı olmak için kullanmaya çalıştı.

hayırsever
benefactor

They held her in high esteem as their benefactor. - Onlar, hayırseverleri olarak onu yüksek itibarda tuttu.

An anonymous benefactor bequeathed several hundred thousand dollars to an animal shelter. - İsimsiz bir hayırsever bir hayvan barınağı için birkaç yüz bin dolar bağışladı.

hayırsever kimse
philanthropist
hayırsever
beneficent, benevolent, philanthropic, charitable; philanthropist
hayırsever
beneficent
hayırsever
philanthropic, charitable
hayırsever
philanthropical
hayırsever kadın
benefactress
hayırsever kadın
lady bountiful
Türkisch - Türkisch

Definition von hayırsever; hayırsever im Türkisch Türkisch wörterbuch

HAYIRSEVER
(Osmanlı Dönemi) İyilik ve yardım etmesini seven
hayırsever
Yoksullara, düşkünlere, yardıma muhtaç olanlara iyilik ve yardım etmesini seven, iyiliksever, yardımsever
hayırsever
Yoksullara, düşkünlere, yardıma muhtaç olanlara iyilik ve yardım etmesini seven, iyiliksever, hayır sahibi, yardımsever
hayırsever; hayırsever
Favoriten