having to do with spirit or soul as apart from the body or material things

listen to the pronunciation of having to do with spirit or soul as apart from the body or material things
Englisch - Türkisch

Definition von having to do with spirit or soul as apart from the body or material things im Englisch Türkisch wörterbuch

spiritual
{s} ruhsal

Bir öğretmen aramalısın ve sizin için en iyi olan ruhsal uygulama yöntemini öğrenmelisin. - You should seek a teacher and learn the method of spiritual practice that is best for you.

Biz Tom'un biraz ruhsal rehberliğe ihtiyacı olduğunu hissediyoruz. - We feel Tom needs some spiritual guidance.

spiritual
{s} manevi

Tom bir manevi danışmandı. - Tom was a spiritual adviser.

Tom Gençliğime baktığımda manevi bir boşluk görüyorum. dedi. - When I look back on my youth, I see a spiritual void, said Tom.

spiritual
{s} (Felsefe) manevi, tinsel
spiritual
ruhani

Bazıları ruhaniliğin sofuluktan tamamen farklı olduğuna inanıyor. - Some believe that spirituality is utterly different from religiosity.

spiritual
{s} dini değerlere önem veren
spiritual
Amerika zencilerine özgü ilâhi
spiritual
Allah tarafından ilham edilmiş
spiritual
ruhani olarak
spiritual
{s} düşünsel
spiritual
{s} tanrısal
spiritual
kutsi
spiritual
{s} akli
spiritual
kiliseye veya kutsal şeylere ait
spiritual
ruhanı
spiritual
ruhanilik
spiritual
{s} akıllı
spiritual
{s} dinsel, dini
spiritual
(sıfat) ruhsal, ruhani, manevi, tanrısal, dini, düşünsel, akli, zeki, akıllı, esprili
spiritual
{s} esprili
Englisch - Englisch
spiritual
having to do with spirit or soul as apart from the body or material things

    Silbentrennung

    ha·ving to do with Spir·it or soul as a·part from the bo·dy or ma·te·ri·al things

    Türkische aussprache

    hävîng tı du wîdh spîrıt ır sōl äz ıpärt fırm dhi bädi ır mıtîriıl thîngz

    Aussprache

    /ˈhavəɴɢ tə ˈdo͞o wəᴛʜ ˈspərət ər ˈsōl ˈaz əˈpärt fərm ᴛʜē ˈbädē ər məˈtərēəl ˈᴛʜəɴɢz/ /ˈhævɪŋ tə ˈduː wɪð ˈspɪrət ɜr ˈsoʊl ˈæz əˈpɑːrt fɜrm ðiː ˈbɑːdiː ɜr məˈtɪriːəl ˈθɪŋz/
Favoriten