having sense, produced by sensation

listen to the pronunciation of having sense, produced by sensation
Englisch - Türkisch

Definition von having sense, produced by sensation im Englisch Türkisch wörterbuch

sensitive
duyarlı

İnsan cildi sıcaklık değişikliklerine karşı çok duyarlıdır. - Man's skin is very sensitive to temperature changes.

Isıya karşı çok duyarlıyım. - I am very sensitive to heat.

sensitive
hassas

Ayako'nun cildi kimyasallara karşı hassastır. - Ayako's skin is sensitive to chemicals.

Tom hassas bir çocuk. - Tom is a sensitive child.

sensitive
{s} içli
sensitive
çabuk etkilenen
sensitive
(Tıp) sansitif
sensitive
duyar

İnsan cildi sıcaklık değişikliklerine karşı çok duyarlıdır. - Man's skin is very sensitive to temperature changes.

O, soğuğa karşı çok duyarlıdır. - He is very sensitive to cold.

sensitive
hassaslık
sensitive
narin
sensitive
çok duygusal
sensitive
alıngan

O kadar alıngan olma. - Don't be so sensitive.

sensitive
duyguları çok iyi belirten
sensitive
(Biyoloji) sensitif
sensitive
hassas kimse
sensitive
alıngan kimse
sensitive
(Askeri) HASSAS: Açıklanması himayesinde bulundurduğu kişinin güvenliğine tehdit, yüz kızarıklığı ve ihlal oluşturan özel koruma gerektiren. Bir kuruluş, tesis, şahıs, mevki-makam, doküman, malzeme veya faaliyete tatbik edilebilir
sensitive
{s} to -e duyarlı, -e hassas
sensitive
(sıfat) duyarlı, hassas, alıngan, duygulu, içli
Englisch - Englisch
{a} sensitive
having sense, produced by sensation
Favoriten