having prejudice(s)

listen to the pronunciation of having prejudice(s)
Englisch - Türkisch

Definition von having prejudice(s) im Englisch Türkisch wörterbuch

prejudiced
{s} önyargılı

Burada insanlar çok önyargılı. - People here are very prejudiced.

Kadın sürücülere karşı önyargılıydı. - He was prejudiced against women drivers.

prejudiced
yanlı
prejudiced
{s} etki altında kalmış
prejudiced
{s} peşin hükümlü
prejudiced
{s} taraflı
prejudiced
etkile
Englisch - Englisch
prejudiced
having prejudice(s)
Favoriten