Tom birçok kez vuruldu.
- Tom has been shot multiple times.
Bu kitap birçok dilde yazılmıştır.
- This book is written in multiple languages.
Tom'un multipl sklerozu var.
- Tom has multiple sclerosis.
Tom daha önce Mary'yi John'la birlikte birden fazla ortamda görmüştü ve sonunda onların birbirlerini gördüklerini anladı.
- Tom had seen Mary with John on more than one occasion before and finally figured out that they were seeing each other.
Onun önünde aynı anda birden fazla soruna sahip olmak onu sinirlendirir,üzer ve çileden çıkarır.
- To have more than one problem before him at one time makes him irritable, upset and exasperated.
Test çoktan seçmeliydi.
- The test was multiple choice.
Tom Mary'ye çoktan seçmeli testleri nasıl geçeği konusunda biraz tavsiye verdi.
- Tom gave Mary some advice on how to pass multiple-choice tests.