Düşen bir ağaç tarafından hareketsiz kaldı.
- He was pinned down by a fallen tree.
Düşen kayalar yolu kapattı.
- Fallen rocks blocked the road.
Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.
- The garden was covered with fallen leaves.
Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
- She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm.
Benim tatil planı suya düştü.
- My holiday plan has fallen through.
Düşmüş bir kaya onun yolunu kapadı.
- A fallen rock barred his way.
a fallen woman.