having great enthusiasm

listen to the pronunciation of having great enthusiasm
Englisch - Türkisch

Definition von having great enthusiasm im Englisch Türkisch wörterbuch

excited
{s} heyecanlı

O kadar heyecanlıydım ki uyuyamadım. - I was so excited that I could not fall asleep.

Bir şey yiyemeyecek kadar çok heyecanlıyım. - I'm too excited to eat anything.

excited
{s} telaşlı
excited
{f} heyecanlandır

Zafer bizi heyecanlandırdı. - The victory excited us.

Kanın görünüşü onu heyecanlandırdı. - The sight of blood made her excited.

excited
{s} coşkulu

Stadyumda bir sürü coşkulu taraftar vardı. - There were a lot of excited fans in the stadium.

excited
(Tıp) Tahrik edilmiş, uyartılmış
excited
{s} hararetli
excited
{f} uyar
excited
{s} uyarılmış
excited
{f} heyecanlandır: adj.heyecanlı
excited
uyarık
excited
{s} heyecanlanmış

Tom bir şeyden heyecanlanmıştı. - Tom was excited about something.

Sen çok heyecanlanmış olmalısın. - You must be very excited.

excited
eksite
excited
{f} uyar: adj.uyarılmış
excited
(Fizik) ikaz edilmiş
excited
heyecanlandırılan
Englisch - Englisch
excited
having great enthusiasm

    Silbentrennung

    ha·ving great en·thu·si·a·sm

    Türkische aussprache

    hävîng greyt înthuziäzım

    Aussprache

    /ˈhavəɴɢ ˈgrāt ənˈᴛʜo͞ozēˌazəm/ /ˈhævɪŋ ˈɡreɪt ɪnˈθuːziːˌæzəm/
Favoriten