having gone astray; strayed; wandering; as, a stray horse or sheep

listen to the pronunciation of having gone astray; strayed; wandering; as, a stray horse or sheep
Englisch - Türkisch

Definition von having gone astray; strayed; wandering; as, a stray horse or sheep im Englisch Türkisch wörterbuch

stray
{f} dolaşmak
stray
{s} cızırtılı
stray
uzaklaşmak
stray
{i} yolunu şaşırmış hayvan/çocuk
stray
kaybolmuş (çocuk/hayvan)
stray
kayıp

Kayıp bir köpek dün bizim çevreye girdi. - A lost dog strayed into our neighborhood yesterday.

stray
parazit
stray
rasgele
stray
azmak
stray
kaçak
stray
tek tük
stray
doğru yoldan sapmak
stray
tesadüfi
stray
(fiil) dolaşmak, gezinmek, başıboş dolaşmak, yolunu kaybetmek, sapmak, yoldan sapmak, ayrılmak, parazit yapmak, cızırtı yapmak
stray
yanlış yola sapmak
stray
{f} parazit yapmak
stray
evden kaçmış çocuk
stray
{f} yoldan sapmak
stray
{i} başıboş hayvan
Englisch - Englisch
stray
having gone astray; strayed; wandering; as, a stray horse or sheep
Favoriten