having fitness, propriety, or suitableness

listen to the pronunciation of having fitness, propriety, or suitableness
Englisch - Türkisch

Definition von having fitness, propriety, or suitableness im Englisch Türkisch wörterbuch

clever
{s} zeki

John Bill'den daha zeki. - John is cleverer than Bill.

O, babasından daha az zeki değildir. - He is not less clever than his father is.

clever
{s} akıllı

O,açık ara farkla sınıfın en akıllı öğrencisidir. - He is by far the cleverest student in the class.

O, yakışıklı ve akıllıdır. - He is handsome and clever.

clever
{s} zarif
clever
{s} becerikli

Tom akıllı ve beceriklidir. - Tom is clever and resourceful.

O, zeki ve becerikli. - He's clever and resourceful.

clever
{s} cin gibi
clever
açıkgöz
clever
uz
clever
zeyrek
clever
çok bilmiş
clever
acar
clever
kafalı
clever
parlak
clever
usta
clever
(sıfat) zeki, akıllı, cin gibi, zarif, becerikli, yetenekli; esprili
clever
beceriklilik
clever
cleverness akıllık
clever
cleverhl akılca
Englisch - Englisch
clever
having fitness, propriety, or suitableness
Favoriten