having exceptional merit; as in a shining example

listen to the pronunciation of having exceptional merit; as in a shining example
Englisch - Türkisch

Definition von having exceptional merit; as in a shining example im Englisch Türkisch wörterbuch

shining
{s} parlayan

İncile göre, Üç Kıral parlayan bir yıldız tarafından Hazreti İsa'ya yol gösterildi. - According to the Bible, the Three Kings were guided to Jesus by a shining star.

O aktris şirketteki parlayan yıldızdır. - That actress is the shining star in the company.

shining
{s} ışıltılı
shining
{s} ışıldayan

Işıldayan gözleriyle beni dinliyordu. - He was listening to me with his eyes shining.

shining
nurani
shining
mücella
shining
parıltılı
shining
parlak

Tom parlak zırhlı bir şövalye gibi beni kurtarmaya geldi. - Tom came to my rescue, like a knight in shining armor.

Bu gece ay parlak bir şekilde parlıyor. - The moon is shining brightly tonight.

shining
{f} parla

O mavi-beyaz parlayan yıldız Sirius'tur. - That blue-white shining star is Sirius.

Çocuk parlayan gözlerle konuştu. - The child talked with his eyes shining.

shining
{s} ışık saçan
shining
parlayarak
shining
(isim) ışıltı, ışıldama, parlama
shining
{s} olağanüstü
shining
{i} ışıltı
shining
{s} ışıl ışıl

Ay ışıl ışıl parlıyordu. - The moon was shining brightly.

Güneş ışıl ışıl parlıyordu. - The sun was shining brightly.

shining
{i} ışıldama
shining
parlat/parla
shining
shiningly ışıldayarak
Englisch - Englisch
shining
having exceptional merit; as in a shining example
Favoriten