having an effect; able to bring about the result intended

listen to the pronunciation of having an effect; able to bring about the result intended
Englisch - Türkisch

Definition von having an effect; able to bring about the result intended im Englisch Türkisch wörterbuch

effective
etkili

Yerli bir konuşmacı olmana rağmen etkili bir casus olmak için sınavı geçebilmek zorunda olduğunu düşünüyor musun? - Do you think you have to be able to pass for a native speaker to be an effective spy?

Grant etkili bir siyasi lider değildi. - Grant was not an effective political leader.

effective
{s} efektif

Ezberleme yöntemleri genellikle efektiftir. - The methods of forced memorization are often effective.

effective
{s} etkileyici

Biz öğrenmeyi, etkili, ilginç ve etkileyici yapmak istiyoruz. - We want to make learning effective, interesting, and fascinating.

effective
{s} tesirli
effective
sökmek
effective
yararlı
effective
(Kanun) muteber
effective
evirgen
effective
(Tıp) effektif
effective
(Kanun) dermeyan edilebilir
effective
gerçek

O gerçekten etkiliydi. - That was really effective.

Önleyici tedbirler gerçek tedaviden çok daha etkilidir. - Preventive measures are much more effective than the actual treatment.

effective
sonuçlandırıcı
effective
fiilen
effective
itibar olunur
effective
fiili
effective
{s} etkili, tesirli. i., tic. efektif, nakit
effective
para
effective
faal hizmete hazır asker veya ordu
Englisch - Englisch
effective
having an effect; able to bring about the result intended
Favoriten