having an acute accent

listen to the pronunciation of having an acute accent
Englisch - Türkisch

Definition von having an acute accent im Englisch Türkisch wörterbuch

acute
{s} şiddetli

Bu şehir, yağmur yağmazsa yakında şiddetli bir su sıkıntısı yaşayacaktır. - This city will suffer from an acute water shortage unless it rains soon.

acute
{s} dar (açı)
acute
{s} aşırı

Aşırı bir su sıkıntısı var. - There is an acute shortage of water.

acute
{s} (Tıp) akut, hâd
acute
(Tıp) evegen
acute
(Denizbilim) ivegen
acute
akıllı
acute
(Gıda) ani
acute
duyarlı
acute
zeki

O zeki bir iş adamıdır. - He's an acute businessman.

acute
güçlü

O güçlü bir gözlem duygusuna sahiptir. - He has an acute sense of observation.

acute
çok fazla
acute
(duyum ve düşünce) keskin
acute
aşırı hassas
acute
(sıfat) keskin, sivri, şiddetli, ; akut, aşırı; dar (açı), ilerlemiş
acute
(Tıp) Had, vahim, ağır
acute
zeyrek
acute
(Tıp) Hassas, nafiz, delici
acute
akut,zeki
acute
acutely zekâ ile
Englisch - Englisch
acute
An acute accent
acute
having an acute accent

    Silbentrennung

    ha·ving an a·cute ac·cent

    Türkische aussprache

    hävîng ın ıkyut ıksent

    Aussprache

    /ˈhavəɴɢ ən əˈkyo͞ot əkˈsent/ /ˈhævɪŋ ən əˈkjuːt əkˈsɛnt/
Favoriten