Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

having a tendency, preference, likelihood, or disposition

listen to the pronunciation of having a tendency, preference, likelihood, or disposition
Englisch - Türkisch

Definition von having a tendency, preference, likelihood, or disposition im Englisch Türkisch wörterbuch

inclined
{s} eğimli

O tembel olmaya eğimlidir. - He is inclined to be lazy.

inclined
{s} meyilli

Onlara katılmaya meyilliyim. - I'm inclined to agree with them.

Biz bu gerçeği unutmaya meyilliyiz. - We are inclined to forget this fact.

inclined
{s} eğik
inclined
{s} eğilimli

Tom ayrıntılara girmek için eğilimli görünmüyordu ve ben zaten bütün detayları gerçekten bilmiyordum. - Tom didn't seem inclined to elaborate and I didn't really want to know all the details anyway.

O, kızmaya eğilimlidir. - He is inclined to get mad.

inclined
{s} istekli
inclined
yatmış
inclined
yatkın

Tom tembel olmaya yatkın. - Tom is inclined to be lazy.

inclined
{f}

Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir. - Don't take it literally. He is inclined to exaggerate.

Tahrikçi önemsiz konuları abartma eğilimindedir. - The agitator is inclined to exaggerate trivial matters.

inclined
eğri
inclined
eğimli, meğilli
inclined
{s} eli yatkın
inclined
{f} eğ: adj.eğri
inclined
{s} yetenekli
inclined
{f} eğ: adj.eğimli
inclined
meylet/eğil/eğ
Englisch - Englisch
inclined