having a point

listen to the pronunciation of having a point
Englisch - Türkisch

Definition von having a point im Englisch Türkisch wörterbuch

pointed
sivri uçlu
pointed
{s} sivri

Tilkinin uzun bir kuyruğu ve sivri kulakları vardır. - The fox has a long tail and pointed ears.

Volkanlıların sivri kulakları vardır. - Vulcans have pointed ears.

pointed
{f} işaret et

Tom dağlara doğru işaret etti. - Tom pointed towards the mountain.

O, oradaki kuleyi işaret etti. - He pointed to the tower over there.

pointed
maksatlı/sivri uçlu
pointed
anlamlı
pointed
1. sivri uçlu2. keskin, nüfuz edici, tesirli3. özel anlam ifade eden, manalı
have a point
(deyim) have (got) a point baskalarinin gercek/iyi diye kabul ettikleri bir fikri/ tezi benimsemek
pointed
{s} yerinde
pointed
{s} kesin
pointed
{s} dokunaklı
pointed
(sıfat) sivri, sivri uçlu, uçlu, keskin, dokunaklı, iğneli, anlamlı, sert, kesin, isabetli, yerinde
pointed
nüfuz edici
pointed
{s} sert
pointed
belirli bir şahsı veya şeyi hedef alarak
pointed
{s} isabetli
pointed
özel anlam ifade eden
pointed
tesirli
pointed
poin aç/doğrult/işaret et
pointed
{s} keskin
Englisch - Englisch
pointed
having a point

    Silbentrennung

    ha·ving a point

    Türkische aussprache

    hävîng ı poynt

    Aussprache

    /ˈhavəɴɢ ə ˈpoint/ /ˈhævɪŋ ə ˈpɔɪnt/
Favoriten