having a lot of space inside; roomy

listen to the pronunciation of having a lot of space inside; roomy
Englisch - Türkisch

Definition von having a lot of space inside; roomy im Englisch Türkisch wörterbuch

a lot of
birçok

Birçok müşteri danışma için avukata gelirler. - A lot of clients come to the lawyer for advice.

Yolda birçok hayvan gördü. - She saw a lot of animals on the road.

a lot of
sürüsüne bereket
a lot of
bini bir paraya
a lot of
bir dünya
a lot of
külli
a lot of
çok

Ailesini çok endişelendirdi. - He caused his parents a lot of anxiety.

Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir. - Japan consumes a lot of paper.

a lot of
niçe-niçe
a lot of
kârlı
a lot of
bir çok

Bir çok öğrenci Bay Brown'a saygı duyuyor. - A lot of students look up to Mr Brown.

Bu kitabı iyi biliyor gibisin; Kitaptan bir çok alıntı yapıyorsun. - You seem to know this book very well; you use a lot of quotations from it.

a lot of
çok/pek çok (şey): She bought a lot of books. Çok kitap aldı
capacious
{s} ferah

Ben, suitleri ferah, kanapeleri geniş sandviçleri bol buldum. - I found the suites capacious, the sofas commodious, the sandwiches copious.

capacious
büyüklük
capacious
capaciously geniş bir şekilde
capacious
{s} büyük
capacious
içi çok şey alan
capacious
{s} geniş

Ben, suitleri ferah, kanapeleri geniş sandviçleri bol buldum. - I found the suites capacious, the sofas commodious, the sandwiches copious.

Ben geniş cepli bir ceket giyiyorum. - I'm wearing a jacket with capacious pockets.

capacious
capaciousness genişlik
Englisch - Englisch
capacious
A lot of
gobs of

He wants to make gobs of money selling cassettes.

a lot of
very much, very many
having a lot of space inside; roomy
Favoriten