have-on

listen to the pronunciation of have-on
Englisch - Türkisch
aldatma
giyinmek
giymek
işletmek
giy

Giydiğin güzel bir elbisedir. - That's a pretty dress you have on.

Tom ayakkabılarını giymemişti. - Tom didn't have on his shoes.

kafaya almak
üzerinde olmak
(deyim) bir isi olmak. have (got) sth. on someone [kd] elinde suclayici delil bulunmak
(Fiili Deyim ) giymek , üzerinde ... olmak
(deyim) have someone on aldatmak,takilmak. have (got) sth. on
aldatma
şaka etmek
hile
Englisch - Englisch
wear, cover oneself with
be dressed in; "She was wearing yellow that day"
have-on

    Videos

    ... they're policed adequately," that's a very powerful argument to have on your hand. ...
    ... When I pull out my smartphone, it's amazing what we have on ...
Favoriten