Hiç kimse ülkemden nefret etmek istemedi.
- Nobody wanted to hate my country.
Senden nefret etmek istemiyorum.
- I don't want to hate you.
Ondan nefret etmemin nedeni bu.
- This is why I hate him.
O, kocasından nefret etti.
- She hated her husband.
O, kocasından nefret etti.
- She hated her husband.
O, ona bir kazak satın aldı, ama o renginden nefret etti.
- She bought him a sweater, but he hated the color.
Sen gerçekten nefret dolusun!
- You're really hateful!
Saygısız, saldırgan ve nefret dolu cümleler yazmaktan kaçınmamız gerekir.
- We should avoid writing sentences that are disrespectful, offensive or hateful.
Tom'un Mary hakkında böylesine iğrenç şeyler söylediğine inanamıyorum.
- I can't believe that Tom said such hateful things about Mary.
Sen gerçekten nefret dolusun!
- You're really hateful!
Saygısız, saldırgan ve nefret dolu cümleler yazmaktan kaçınmamız gerekir.
- We should avoid writing sentences that are disrespectful, offensive or hateful.
He gave me a look filled with pure hate.