Without the slightest doubt, the dream was a memory from a previous life.
- En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı.
Tom brought back some souvenirs.
- Tom bazı hatıra eşyaları geri getirdi.
This Daumier print is the most beautiful thing that I have bought as a souvenir of Paris.
- Bu Daumier baskısı, Paris'ten bir hatıra olarak satın aldığım en güzel şeydir.
That is in my recollections.
- Bu, benim hatıralarımın içinde.