Without the slightest doubt, the dream was a memory from a previous life.
- En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı.
This Daumier print is the most beautiful thing that I have bought as a souvenir of Paris.
- Bu Daumier baskısı, Paris'ten bir hatıra olarak satın aldığım en güzel şeydir.
Tom brought back some souvenirs.
- Tom bazı hatıra eşyaları geri getirdi.
That is in my recollections.
- Bu, benim hatıralarımın içinde.
Did you get a souvenir for your girlfriend?
- Kız arkadaşın için bir hatıra eşya aldın mı?
Tom brought back some souvenirs.
- Tom bazı hatıra eşyaları geri getirdi.
My friends urged me to write my memoirs.
- Arkadaşlarım hatıralarımı yazmam için beni zorladı.
Thanks for the memories.
- Hatıralar için teşekkürler.
I will have good memories of my time in Boston for many years.
- Boston'da geçirdiğim zaman, yıllarca hatıralarımı süsleyecek.