For the sake of argument.
For old times' sake.
They worked hard for the sake of their children.
- Çocuklarının hatırına çok çalıştılar.
Don't be angry with me, for I did it for your sake.
- Bana kızma, ben onu senin hatırın için yaptım.
Dan had no memory of what he had done.
- Dan yaptıklarından hiçbir şey hatırlamıyordu.
I don't remember losing my memory.
- Hafızamı kaybettiğimi hatırlamıyorum.
I remember the man's face but I can't call his name to mind.
- Adamın yüzünü hatırlıyorum fakat adını hatırlayamıyorum.
Memories of my college days come to my mind.
- Kolej günlerimin hatıraları aklıma geliyor.