Too much drinking will make you sick.
- Çok fazla içmek seni hasta edecek.
The girl appeared sick.
- Kız hasta görünüyordu.
Cancer patients often have to deal with debilitating bouts of nausea.
- Kanser hastaları sıklıkla bulantı nöbetlerini azaltmakla uğraşmak zorundadır.
Dr. Bell treated the patient.
- Dr. Bell hastayı tedavi etti.
I hear he has been ill since last month.
- Onun geçen aydan beri hasta olduğunu duydum.
He could not go on the hike because he was ill.
- O, hasta olduğu için yürüyüşe gidemedi.
The ailing aunt let out a sigh.
- Hasta teyze iç çekti.
Do I look like an invalid?
- Hasta gibi mi görünüyorum?
The patient made a full recovery.
- Hasta tamamen iyileşti.
Tom made a big donation to the hospital.
- Tom hastaneye büyük bir bağış yaptı.
I was crazy about that boy.
- Ben o delikanlıya hastaydım.
The patient lost his patience.
- Hasta sabrını kaybetti.
One of the hunters was shot and had to be taken to hospital, where he is now making a speedy recovery.
- Avcılardan biri vuruldu ve hastaneye götürülmek zorunda kaldı ve şimdi hızlı bir iyileşme gösteriyor.
A healthy person is a poorly examined sick person.
- Sağlıklı bir kişi kötü muayene edilmiş hasta bir kişidir.
Why did they put Tom in a nuthouse?
- Neden Tom'u bir akıl hastanesine koydular?
It's not a nuthouse, it's a psychiatric hospital.
- Bu bir akıl hastanesi değil, bu bir psikiyatri hastanesi.
You should take her illness into consideration.
- Onun hastalığına dikkat etmelisin.
Tom was admitted into the hospital.
- Tom hastaneye kabul edildi.
The sick person was only skin and bones.
- Hasta adam sadece bir deri bir kemik kalmıştı.
You're a very sick person.
- Çok hasta bir insansın.
The girl appeared sick.
- Kız hasta görünüyordu.
The dog seems to have been sick.
- Köpek hasta gibi görünüyor.
Take this medicine in case you get sick.
- Hastalanırsan bu ilacı al.
Can a case be made for late-term abortions?
- Bir hasta geç dönem kürtaj yapılabilir mi?
He came to school even though he was unwell.
- O, hasta olmasına rağmen okula geldi.
My mother is sick with a bad cold.
- Annem kötü bir soğuk algınlığından dolayı hasta.
I saw many patients at the hospital, some of whom were badly injured.
- Hastanede bir sürü hasta gördüm, onlardan bazıları kötü şekilde yaralanmıştı.
The sickness has weakened your organism.
- Hastalık, organizmanızı zayıf düşürdü.
He feels weak after his illness.
- O, hastalığından sonra zayıf hissediyor.
He hasta visit the doctor.