Please don't lean out of the window when we're moving.
- Lütfen hareket ederken pencereden dışarı eğilmeyin.
Nothing's wrong with the engine, but my car won't move.
- Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.
George felt the train begin to move.
- George trenin hareket etmeye başladığını hissetti.
It is imperative for you to act at once.
- Derhal hareket etmen zorunludur.
You should have acted on her advice.
- Onun tavsiyesi üzerine hareket etmeliydin.