hardness, trouble, labor, distress, cavil

listen to the pronunciation of hardness, trouble, labor, distress, cavil
Englisch - Türkisch

Definition von hardness, trouble, labor, distress, cavil im Englisch Türkisch wörterbuch

difficulty
güçlük

Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi. - He had no difficulty in solving the problem.

O, şiiri ezberlemede güçlük çekmedi. - She had no difficulty in learning the poem by heart.

difficulty
zorluk

Planı gerçekleştirmede biraz zorlukla karşılaşacaksınız. - You'll find some difficulty carrying out the plan.

Otobüs durağını bulmakta çok zorluk çektik. - We had much difficulty in finding the bus stop.

difficulty
{i} sorun

Biz zorluk olmadan sorunun üstesinden gelebiliriz. - We can get over the problem without difficulty.

Sorunu çözmede zorluk çektim. - I had difficulty working out the problem.

difficulty
düğüm
difficulty
{i} sıkıntı

Ben İngiltere'deyken İngilizce konuşmakta büyük sıkıntı yaşadım. - When I was in England, I had great difficulty trouble in speaking English.

Herhangi bir sıkıntı içinde misin? - Are you in any difficulty?

difficulty
be in difficulties parasız kalmak
difficulty
{i} külfet
difficulty
güç şey
difficulty
make veya raise a difficulty güçlük çıkarmak
difficulty
{i} meşakkat
difficulty
{i} sıkıntı, problem. make difficulties zorluk çıkarmak
difficulty
güçlük zorluk
difficulty
itiraz
difficulty
nazlanma
difficulty
{i} engel
Englisch - Englisch
{n} difficulty