Onun seçimi kazanacağına dair neredeyse hiç umut yok. - There's hardly any hope that he'll win the election.
Onun seçimi kazanacağına dair neredeyse hiç umut yok.
There's hardly any hope that he'll win the election.
Neredeyse hiç İngilizce kitabım yok. - I have hardly any English books.
Neredeyse hiç İngilizce kitabım yok.
I have hardly any English books.