Türkisch - Englisch
Definition von harç im Türkisch Englisch wörterbuch
- mortar
- fee
I can't afford the fees.
-Ben harçları göze alamam.
Are there any hidden fees?
-Hiç gizli harçlar var mı?
- fees
Are there any hidden fees?
-Hiç gizli harçlar var mı?
I can't afford the fees.
-Ben harçları göze alamam.
- daub
- tax
- expenditure, expenses " masraf; fees
- plaster
- (any specially prepared) soil mixture, soil mix: saksı harcı potting soil
- filling (of a food): Böreğin harcı henüz hazır değil. The filling for the börek isn't ready yet
- (Hukuk) charge
- grout
- tabby
- plaster, material for plastering
- ingredients (used in preparing a food)
- trimming (for a woman's dress)
- trimming
- impost
- (Kanun) legal fee
- compost
- soutache
- piping
- harç ile doldurmak
- grout
- harç ile duvar örme
- bond
- harç ile sıvamak
- mortar
- harç karma makinesi
- (yol yapımı) paver
- harç makinası
- stirrer
- harç tahtası
- mortarboard
- harç tahtası
- hawk
- harç teknesi
- mortar board, hod
- hafif harç
- (İnşaat) light weight mortar
- harçlar
- (Eğitim,Politika, Siyaset) fees
Are there any hidden fees?
-Hiç gizli harçlar var mı?
I can't afford the fees.
-Ben harçları göze alamam.
- sulu harç
- (İnşaat) slurry
- sulu harç doldurmak
- (İnşaat) grout
- harçlar
- levies
- bitümlü harç
- bituminous grout
- borç harç
- on loan
- elyaf donatılı harç
- (İnşaat) fiber reinforced mortar
- hidrolik harç
- hydraulic mortar
- katranlı harç
- Maltha
- kimyasal harç
- chemical grout
- kumlu harç
- puddle
- kuru harç
- (İnşaat) dry mortar
- manuel harç yayılma tablası
- (İnşaat) manual mortar flow table
- plastik harç
- (İnşaat,Teknik) plastic mortar
- prefabrik yapıda kullanılan alçı harç
- staff
- püskürtme harç
- gunite
- santral harç
- mill-run mortar
- taze harç
- (İnşaat) green mortar
- taze harç
- fresh mortar
- toprak harç
- clay mortar
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von harç im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Yapıda tuğla veya taşların örgüsünü pekitmek, duvarları sıvamak için kullanılan, toprak, saman veya kum, kireç, çimento gibi şeyleri su ile kararak yapılan çamur, karışım: "Sıvanmış, boyanmış bir binanın tuğlaları arasındaki harcı göremeyiz."- O. V. Kanık
- Bahçıvanlıkta değişik nitelikteki toprak vb. maddelerin karıştırılmasıyla hazırlanmış toprak
- Giysiler dikilirken kullanılan tamamlayıcı veya süsleyici şeyler
- Bir yemeğin yapılmasında kullanılan ve tat veren maddelerin bütünü
- Giysi kenarlarına süs için dikilen hazır şerit
- Harcanan para, masraf
- Resmî işlerde devlet veznesine ödenen para
- Yüksek öğrenim öğrencilerinin ödemek zorunda olduğu katkı payı
- HARC
- (Osmanlı Dönemi) Yemâme vilayetinde bir yer
- HARC
- (Osmanlı Dönemi) Gider, sarfiyat, bir iş için kullanılan madde
- HARC
- (Osmanlı Dönemi) Vergi
- HARC
- (Osmanlı Dönemi) Ecir
- HARC
- (Osmanlı Dönemi) Buğday. Dinimizde lüzumsuz harcamak, israf haramdır. Zillet ve fakirliğe sebeptir
- HARC
- (Osmanlı Dönemi) Çıkmak
- HARC
- (Osmanlı Dönemi) Yeni çıkan bulut
- borç harç
- Borçlanarak veya benzeri yollara başvurarak
- borç harç
- Sürekli borç alıp verme
- yağlı harç
- İçinde bol miktarda kireç veya çimento bulunan harç