hapislik

listen to the pronunciation of hapislik
Türkisch - Englisch
a period spent in prison
imprisonment; confinement
hapis
jail

Tom's father is in jail. - Tom'un babası hapishanededir.

Tom hopes Mary doesn't end up in jail. - Tom Mary'nin sonuna kadar hapiste kalmamasını umuyor.

hapis
imprisonment

The judge sentenced Tom to three years imprisonment. - Hakim Tom'u üç yıl hapis cezasına çarptırdı.

Such an offence is punished by a fine and/or imprisonment. - Böyle bir suç ceza ve / veya hapis ile cezalandırılır.

hapis
gaol
hapis
prison

The police will put you in prison. - Polis seni hapishaneye koyacak.

When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet. - Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.

hapis
custody
hapis
(Ticaret) sentence

Tom was sentenced to 20 years in prison. - Tom hapishanede yirmi yıla mahkûm edildi.

The man was given a life sentence. - Adama ömür boyu hapis cezası verildi.

hapis
(Askeri) inmate
hapis
bridewell
hapis
lock away
hapis
jail term
hapis
duress
hapis
prisoner

In the U.S., there are more prisoners than there is jail space for them. So the prisons are overcrowded. - Amerika'da hapishanede mahkumlar için ayrılan yer mahkumlara yeterli değildir.Bu yüzden hapishaneler çok kalabalıktır.

A prisoner escaped from the prison. - Mahkûm hapisten kaçtı.

hapis
imprisoned

Tom was imprisoned for life at a state penitentiary. - Tom'a bir devlet cezaevinde ömür boyu hapis cezası verildi.

Mary was wrongly imprisoned for nearly 10 years. - Mary neredeyse 10 yıl haksız yere hapis cezasına çarptırılmıştı.

hapis
imprisonment; confinement
hapis
charge

He was in prison on a charge of robbery. - Soygun suçlamasıyla hapisteydi.

Tom was charged with first degree assault and sentenced to 15 years in prison. - Tom birinci derecen saldırı ile suçlandı ve 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

hapis
imprisonment, confinement; prison, gaol, jail; prisoner
hapis
prison, jail
hapis
a kind of backgammon
hapis
confinement

Confinement can drive you insane. - Hapis birini çıldırtabilir.

hapis
durance
hapis
detention
Türkisch - Türkisch
Hapiste bulunma durumu veya süresi
HAPİS
(Osmanlı Dönemi) Bak: Habs
hapis
Pulları salıvermemek, kapatmak temeline dayanan bir çeşit tavla oyunu
hapis
Cezaya çarptırılmış suçluların kapatıldıkları yer, ceza evi, hapishane
hapis
Ceza evine kapatılmış kimse, mahpus
hapis
Mahpus
hapis
Cezaya çarptırılmış suçluların kapatıldıkları yer, ceza evi, hapishane: "Sadakatinin mükâfatını hapiste aç kalmakla görür."- B. Felek
hapis
Bir yere kapatıp salıvermeme
hapis
Yasalara göre suçu belirlenen bir kimseyi ceza evine koyma cezası
hapislik
Favoriten