The former baseball player that Cincinnati idolized is being sent up the river to Ashland, Ky., to serve a prison term for cheating on his taxes.
Tom's father is in jail.
- Tom'un babası hapishanededir.
Tom bailed Mary out of jail.
- Tom Mary'yi kefaletle hapishaneden çıkardı.
By the time you get out of prison, she'll have been married.
- Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.
I waited for you to get out of prison.
- Hapishaneden çıkmanı bekledim.
Tom escaped from a state penitentiary.
- Tom bir eyalet hapishanesinden kaçtı.
Tom was sent to a state penitentiary.
- Tom bir eyalet hapishanesine gönderildi.
If you can't make bail, you'll have to stay in jail.
- Eğer kefalet ödeyemezsen hapishanede kalmak zorunda kalacaksın.
You can cage the singer but not the song.
- Şarkıcıyı hapishaneye koyabilirsin, ama şarkıyı değil.
You can cage the singer but not the song.
- Şarkıcıyı hapishaneye koyabilirsin, ama şarkıyı değil.
Tom escaped from a state penitentiary.
- Tom bir eyalet hapishanesinden kaçtı.
Dan was given a ten-year sentence at a state penitentiary.
- Dan'e eyalet hapishanesinde on yıl hapis cezası verildi.
It surprises most people to find out that the prison warden is a woman.
- Hapishane gardiyanının bir kadın olduğunu görmek çoğu insanı şaşırtır.
Tom was a prison warden for three years.
- Tom üç yıldır bir hapishane müdürüydü.