hapşırma

listen to the pronunciation of hapşırma
Türkisch - Englisch
sneeze

When you're preparing food for someone, please don't pick your nose, scratch your ass, or sneeze in your hands. - Eğer birisi için yemek hazırlıyorsan, lütfen burnunu çekme, kıçını kaşıma veya ellerine hapşırma.

Tom tried not to sneeze. - Tom, hapşırmamaya çalıştı.

sternutation
sneezes

During hayfever season, Mary's sentences were usually punctuated by sneezes. - Saman nezlesi mevsiminde, Mary'nin cümleleri genellikle hapşırmalarla noktalandı.

sneezing

His sneezing interfered with our conversation. - Onun hapşırması konuşmamızı engelledi.

I can't help sneezing, I caught a cold yesterday. - Hapşırmamak elimde değil, dün üşüttüm.

hapşırmak
sneeze
hapşırmak
to sneeze
hapşır
sneeze

Cover your mouth when you cough, sneeze, or yawn. - Öksürürken, hapşırırken veya esnerken ağzınızı kapatın.

Tom covered his mouth when he sneezed. - Tom hapşırdığı zaman ağzını örttü.

Türkisch - Türkisch
Hapşırmak işi, aksırma
aksırma
hapşırmak
Aksırmak
hapşırmak
Aksırmak: "Aksi gibi, benim hiç durmadan esneyeceğim geliyor, hapşırmak istiyordum."- Ö. Seyfettin