The referee blew his whistle to end the match.
- Hakem maçı bitirmek için düdüğünü çaldı.
The football club has a zero tolerance policy on referee abuse.
- Futbol kulübünün hakem hatası konusunda sıfır tolerans politikası vardır.
I was asked to umpire the game.
- Oyuna hakemlik yapmam rica edildi.
The umpire said that he was out.
- Hakem onun atıldığını söyledi.
Tom was a judge in an art contest.
- Tom bir sanat yarışmasında bir hakemdi.