What did I do to deserve this?
- Bunu hak etmek için ne yaptım?
Tom certainly didn't deserve the punishment he received.
- Tom aldığı cezayı kesinlikle hak etmedi.
Everyone has what he deserves.
- Herkes hak ettiğini alır.
This hotel is far from deserving the four stars the guidebook gives it.
- Bu otel rehber kitabın verdiği dört yıldızı hak etmekten uzaktır.
You deserved everything you got.
- Aldığın her şeyi hak ettin.
His crime deserved the death penalty.
- Onun suçu ölüm cezasını hak etti.