Jane spent a very flat weekend.
- Jane durgun bir hafta sonu geçirdi.
I have to buy a car this weekend.
- Bu hafta sonu bir araba almak zorundayım.
She will be in New York for two weeks.
- O iki hafta New York'ta olacak.
He stayed in New York for three weeks.
- O, üç hafta New York'ta kaldı.
She is always busy on weekdays.
- Hafta içi her zaman meşguldür.
She works 9-5 every weekday.
- O, sabah 9 akşam 5, hafta içi her gün çalışır.
The weekdays are: Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, and Friday.
- Hafta içi günleri : Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cuma'dır.
I was on holiday for a fortnight.
- İki haftadır tatildeydim.
We stayed in London for a fortnight.
- Londra'da iki hafta kaldık.
The weekdays are: Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, and Friday.
- Hafta içi günleri : Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cuma'dır.
Tom has been helping out on weekdays while I'm at work.
- Ben iş yerindeyken Tom hafta içi yardım ediyordu.
Bill will return next week.
- Bill gelecek hafta geri gelecek.
I have to take a make up test in English next week.
- Gelecek hafta İngilizcede bütünleme sınavına girmek zorundayım.
She has been busy since last week.
- O, geçen haftadan beri meşgul.
My brother sent me a letter last week.
- Erkek kardeşim geçen hafta bana bir mektup gönderdi.
We stayed an extra two weeks in Paris; and we spent it seeing the sights.
- Biz Paris'te fazladan iki hafta daha kaldık; ve bunu turistik yerleri gezerek geçirdik.
Two weeks ago, I visited Disneyland for the first time.
- İki hafta önce, ilk kez Disneyland ziyaret ettim.
I hafta fill in my tax return.