hafif hafif

Türkisch - Englisch

Definition von hafif hafif im Türkisch Englisch wörterbuch

You'd better not make light of him. - Onu hafife almasan iyi olur.

When meeting a person for the first time, keep the conversation light. - Biriyle ilk defa karşılaştığında,konuşmayı hafif sürdür.

iki tekerlekli hafif araba

I have a mild pain here. - Burada hafif bir ağrım var.

Taiwanese food is milder than Indian food. - Tayvan yemeği, Hint yemeğinden daha hafiftir.

Several slight shocks followed the earthquake. - Depremi çok sayıda hafif şoklar izledi.

Ten people were slightly injured in the accident. - On kişi kazada hafif yaralandı.

This carbon fiber bicycle is incredibly lightweight. - Bu karbon fiber bisiklet inanılmaz hafiftir.

This titanium bicycle made in Italy is incredibly lightweight. - İtalya'da yapılan bu titanyum bisiklet inanılmaz hafiftir.

hafif hafif vurmak

hafif hafif vurmak

Someone tapped me on the shoulder. - Birisi omuzuma hafifçe vurdu.

Tom tapped Mary on the shoulder. - Tom Mary'nin omzuna hafifçe vurdu.

hafif (ağrı)

hafif (sesle)

(Muzik) piano

hafif (uyku)

hafif beton

(İnşaat) lightweight concrete

hafif beton

hafif esinti

hafif hasar

hafif ihmal

(Latin) culpa levis

hafif inilti

hafif kambur

hafif kayık

(Askeri) wherry

hafif koşu

hafif meltem

hafif metro

hafif meşrep

hafif rüzgar

hafif rüzgar

hafif silah

(Askeri) small arms

(Askeri) smoke haze

(Askeri) light tank

hafif tertip

hafif tertip

(Askeri) light artillery

hafif tuzlu

(Askeri) brackish water

hafif uyumak

hafif vuruş

çok hafif (sesle)

(Muzik) pianissimo

I like my coffee weak. - Kahvemi hafif severim.

I'd like my coffee weak. - Kahvemi hafif istiyorum.

hafif acı kırmızı biber

slightly hot red peppers

hafif nesne

hafif rüzgâr

hafif saç boyası

hafif sıklet

hafif, küçük

lighter, smaller

yeyni, hafif

Hafif Atmosfer Dışı Atış

(Askeri) Light ExoAtmospheric Projectile

Hafif Hava İndirme Çok Amaçlı Sistemi (Helikopter)

(Askeri) Light Airborne Multipurpose System (helicopter)

Harrier (Hafif Taarruz Uçağı)

(Askeri) Harrier

bir tür hafif bira

büfe içiminde verilen hafif yemek

camdan hafif dayanıklı şeffaf plastik

deniz hafif/taarruz helikopter filosu

(Askeri) Marine light/attack helicopter squadron

doğumda kullanılan hafif anestezi

gece açık bırakılan hafif ışık

light, relaxed, at ease, free from trouble

light, easy, mild

(tartışma) unsound

light, mild, not heavy or strong

light, mild (food); light (meal, drink)

slight, small, little (sound, voice, noise)

The soft afternoon sun came in through the branches of the tree and then the window. - Hafif bir ikindi güneşi, dalların arasından süzülüp pencereden içeri giriyordu.

Just close your eyes, whispered Tom, and when Mary closed her eyes, he kissed her softly on the lips. - Tom Sadece gözlerini kapat. diye fısıldadı ve Mary gözlerini kapatınca, onun dudaklarını hafifçe öptü.

light, slight, mild, not intense

easy of digestion

light, frivolous, flighty

slang penniless, broke

(yemek) blancmange

light, mild (punishment, penalty, sentence, etc.)

light (in weight)

light, thin, slight

light, gentle, mild

(çay vs.) wishy-washy

lightly, slightly, mildly

light " yeğni; easy" " kolay; weak, dilute; slight, gentle, mild; (yiyecek, içecek, vb.) mild; (ağrı) dull; unimportant, insignificant; flighty" hoppa

Tom doesn't give advice lightly. - Tom hafifçe tavsiye vermez.

Tom kissed Mary lightly on the lips. - Tom Mary'yi dudaklarından hafifçe öptü.

light, slight, slightly evident

slight, gradual (incline, slope, etc.)

hafif adımlarla yürüme

hafif adımlarla yürüyen

hafif agregat

lightweight aggregate

hafif ahmak

hafif akşam yemeği

hafif alaşım

hafif amfibi konteyner elleçleyici

(Askeri) lightweight amphibious container handler

hafif araba

hafif ateşte pişirmek

hafif atlatmak

to escape (something) lightly

hafif avanak

hafif bir pasta

Do you have any light beer? - Hiç hafif biran var mı?

hafif budala

hafif ceza vermek

hafif darbe

hafif demiryolu

hafif dijital faksimile

(Askeri) lightweight digital facsimile

hafif dokunuş

hafif endüstri

hafif etkilemek

hafif etkilemek

(kadınlar için) pillion

hafif eğim

hafif felç

hafif gaflet

slight negligence

hafif gem vurmak

hafif gezinti arabası

hafif gezinti arabası

hafif girişim filitresi

(Askeri) light interference filter

hafif giyinmek

to dress lightly

hafif hapis cezası law imprisonment

in a minimum-security prison

hafif harç

(İnşaat) light weight mortar

hafif hava indirme kurtarma sistemi

(Askeri) lightweight airborne recovery system

hafif helikopter

(Askeri) light helicopter

hafif istek

hafif içki

hafif içki ile ferahlama

hafif kadın

hafif kalenderleme

light calendering

hafif kayık

hafif kompres

(İnşaat) lightweight sand

hafif kusur

(Kanun) slight negligence

hafif kâğıt torbası

hafif kıyı gemisi

(Askeri) lighter aboard ship

hafif maden

hafif maden

(Otomotiv) light metal alloy

hafif makineli tüfek

hafif makineli tüfek

light machine gun

hafif metal

hafif meşreplik

hafif mitralyöz

hafif mizaçlı

hafif müzik

hafif nefes

hafif nezle

hafif olarak

hafif palto

hafif para cezası

hafif para cezası law

hafif parfüm

hafif parıldama

hafif rahatsızlık

hafif rampa

slight gradient

hafif renkli

hafif roman

hafif rüzgâr

The candle's flame is flickering in the soft breeze. - Mumun alevi hafif rüzgarda titriyor.

hafif rüzgâr

hafif rüzgâr

hafif rüzgâr

hafif sabah yemeği

hafif sallantı

hafif sanayi

hafif sandal

hafif sesle

hafif sigara

light cigarette

hafif silahlar

hafif silahlar dolabı

(Askeri) small arms locker

summary offence

hafif süvari eri

hafif sıva

(İnşaat) lightweight plaster

hafif tahıl

(Tarım) light grain

hafif tertip

1. small-scale. 2. a little, slightly

hafif teçhizat ulaştırma

(Askeri) light equipment transport

hafif tişört

hafif toprak

Türkisch - Türkisch

Definition von hafif hafif im Türkisch Türkisch wörterbuch: Yavaş yavaş, ağır ağır
hafif sıklet: (Spor) Güreşte 68, boks ve halterde 67,5 kilogram olarak belirlenmiş ağırlık, horoz ağırlık, horoz sıklet
HAFÎF: (Osmanlı Dönemi) Kuş uçarken, at koşarken veya rüzgâr eserken meydana gelen hışırtı, hışlama
HAFİF: (Osmanlı Dönemi) Ağır olmayan. Hafif. Yeğni
eli hafif: Acıtmadan, tedirgin etmeden iş gören
hafif: Çabuk uyanılan
hafif: Önemli olmayan
hafif: Ağır başlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa
hafif: Etkisi az olan. Önemli olmayan. Çabuk uyanılan (uyku). Çok dik olmayan (sırt, yokuş): "Hafif bir meyilden indik."- H. R. Gürpınar
hafif: Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı
hafif: Gücü az olan, belli belirsiz: "Kaskatı kesilmiş vücudu, suyun hafif akıntısına uyarak yavaş yavaş uzaklaştı."- R. N. Güntekin
hafif: Aruz vezninde bir birim
hafif: Güç veya yorucu olmayan, kolay
hafif: Kalınlığı veya yoğunluğu az olan: "Dışarıda yanan lambanın aydınlığıyla burası hafif bir karanlık içindeydi."- M. Ş. Esendal
hafif: Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek): "Onlar da akşam yemeğini pek hafif yerlerdi."- S. F. Abasıyanık
hafif: Gücü az olan, belli belirsiz
hafif: Zorlu olmayan
hafif: Çok dik olmayan (sırt, yokuş)
hafif: Kalınlığı veya yoğunluğu az olan
hafif: Etkisi az olan
hafif: Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa
hafif: Miktarı az, sindirimi kolay
hafif: Sıkıntısız, ferah, rahat
hafif hapis cezası: Ayrı hücreye kapatılmaksızın çektirilen hapis cezası
hafif sanayi: Çeşitli tüketim malları üreten sanayi
hafif sıklet: Güreşte 68 kg, boks ve halterde 67,5 kg olarak belirlenmiş ağırlık
hafif tertip: Şöyle böyle, biraz, aşırılığa kaçmadan
hafif uyku: Derin olmayan, kolayca uyanılabilen uyku
hafif yollu: Davranışları ile içinde bulunduğu toplumun ahlâk anlayışına ters düşen (kadın), hafifmeşrep
hafif yollu: Üstü kapalı, kısa bir açıklamayla
uykusu hafif: Küçük bir sesten hemen uyanan

Englisch - Türkisch

Definition von hafif hafif im Englisch Türkisch wörterbuch
hafif: (Meteoroloji) kar sağanağı
hafif raylı sistem: light rail (transit) system

hafif hafif

Silbentrennung

ha·fif ha·fif

Aussprache

Resimler

Google Resimler

Historie

hafif hafif

Favoriten

iOS

Android

Windows

Blog

Über uns

Kontakt

© 1999-2024 Sesli Sözlük™

20 dilde online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda dinleme seçeneği. Cümle ve Videolar ile zenginleştirilmiş içerik. Etimoloji, Eş ve Zıt anlamlar, kelime okunuşları ve günün kelimesi. Yazım Türkçeleştirici ile hatalı Türkçe metinleri düzeltme. iOS, Android ve Windows mobil platformlarda online ve offline sözlük programları. Sesli Sözlük garantisinde Profesyonel çeviri hizmetleri. İngilizce kelime haznenizi arttıracak kelime oyunları. Ayarlar bölümünü kullarak çevirisini görmek istediğiniz sözlükleri seçme ve aynı zamanda sözlüklerin gösterim sırasını ayarlama imkanı. Kelimelerin seslendirilişini otomatik dinlemek için ayarlardan isteğiniz aksanı seçebilirsiniz.