Tom'un o şarkıyı tekrar söylemesini dinlemek zorunda olmak istemiyorum.
- I don't want to have to listen to Tom sing that song again.
Sizin için endişelenmek zorunda olmak istemiyorum.
- I don't want to have to worry about you.
Keşke bir zamanlar sahip olduğum tonu ve atikliği geri alabilsem.
- I wish I could get back the tone and nimbleness I once had.
Ben hiç bu kadar büyük bir paraya sahip olmadım.
- I've never had such a large sum of money.
Karşılıklı adımlar atmak gerekmektedir.
- Mutual steps have to be taken.
Tom seninle dövüşmek zorunda kalmak istemiyor.
- Tom doesn't want to have to fight you.
Seni tekrar uyarmak zorunda kalmak istemiyorum.
- I don't want to have to warn you again.
I had to work, if well I was very tired.
It has to be an electrical fault.
You have to wear a seat belt.
hâd.
... DAVID BECKHAM: I mean, we had to pinch ourselves when we got ...
... optimized everything that Western medicine had to offer. ...