habseligkeiten

listen to the pronunciation of habseligkeiten
Deutsch - Türkisch
kişisel eşya
Englisch - Türkisch

Definition von habseligkeiten im Englisch Türkisch wörterbuch

belongings
{i} kişisel eşyalar

Tom tüm kişisel eşyalarını küçük bir valize koydu. - Tom put all his belongings in a small suitcase.

Tom kişisel eşyalarının hepsini sattı. - Tom sold all of his belongings.

belongings
{i} kişisel eşya

Tom kişisel eşyalarının hepsini sattı. - Tom sold all of his belongings.

Tom tüm kişisel eşyalarını küçük bir valize koydu. - Tom put all his belongings in a small suitcase.

bits and pieces
(Konuşma Dili) ufak tefek şeyler
bits and pieces
(deyim) 1. ufak tefek seyler 2.ufak tefek isler 3.konusmanin vb. bazi kismi
belongings
birinin kişisel eşyaları
belongings
var

Tom tüm varlıklarını kaybetti. - Tom lost all his belongings.

kit
tahin
kit
aygıt
bits and pieces
ıvır zıvır
bits and pieces
ufak şeyler
kit
takım
belongıngs
eşya
bits and bobs
bit ve bobs
belongings
{i} pılı pırtı
belongings
{i} özel eşya

O onun gitmesini ve tüm özel eşyalarını almasını istedi. - She asked him to leave and take all his belongings.

Kim özel eşyalarını toplantı odasında bıraktı? - Who left their belongings in the meeting room?

belongings
{i} eşya

Bütün bunlar kişisel eşyalarınız mı? - Are these all your belongings?

Tom tüm eşyalarını bir araya toplandı. - Tom gathered together all his belongings.

belongings
i., çoğ. (kişisel) eşya
bits and bobs
(Konuşma Dili) döküntüler
Deutsch - Englisch
bits and pieces
things
kit
bits and bobs
belongıngs
belongings

Don't leave your belongings unattended. - Lass deine Habseligkeiten nie unbeaufsichtigt zurück!

seine Habseligkeiten/Siebensachen zusammen haben
to have all one's kit together