She is proud of her son.
- O, oğlu ile gurur duymaktadır.
Keiko is proud of her family.
- Keiko ailesiyle gurur duymaktadır.
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
He takes pride in his work.
- O işinden gurur duymaktadır.
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
We took pride in our strength.
- Gücümüzle gurur duyduk.
Many parents take pride in their children.
- Birçok anne-baba çocuklarıyla gurur duyuyor.
He's every reason to be proud of his son.
- Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.
I want you to be proud of me.
- Ben bana gurur duyulmasını istiyorum.