gruplandırılıyor

listen to the pronunciation of gruplandırılıyor
Türkisch - Englisch
(Bilgisayar) grouping
Present participle of group
A collection of things or people united as a group
The action of the verb to group
any number of entities (members) considered as a unit
A language construct that is (in general) grammatically divisible; for example, `expression' or `declaration' in C See Language and Grammar
The disposal or relative arrangement of figures or objects, as in, drawing, painting, and sculpture, or in ornamental design
A language construct that is (in general) grammatically divisible; for example, `expression' or `declaration' in C See section 2 1 Languages and Context-Free Grammars
A process by which multiple channels are joined together under a single level control
Setting up "views" with a related set of elements such as core routers, all the servers in a department, and so forth Extremely useful in performance reporting to enable you to better match reports to your existing business processes
@paren surround the argument with parentheses, stretched if the argument is taller than a normal line of text @bkt surround the argument with square brackets, stretched if the argument is taller than a normal line of text @brace surround the argument with curly braces, stretched if the argument is taller than a normal line of text @bars surround the argument with vertical bars, stretched if the argument is taller than a normal line of text @rad place a radical symbol around the first argument; render the second argument, if any, as the exponent to the top-left of the radical symbol
The process of creating a separate block in the CHIPS/PRELUDE hierarchy containing specified components placed with all other clusters during floorplanning The cell groups are annotated into GOOD by FIZZ2GOOD and read by CHIPS/PRELUDE during clustering
A grouping is a set of people or things that have something in common. There were two main political groupings pressing for independence
Most Scouting takes place in a variety of small and large groupings, such as a Patrol
a system for classifying things into groups
1) Controlling the gain of several individual channels with a Group Fader 2) The mixing together of several individual audio signals to send a mixed signal out of the console to record a track on a multitrack tape machine
In 1923, 123 separate railway companies were grouped into just four, the Great Western Railway (the only one already existing), London Midland & Scottish , London North Eastern Railway and Southern Railway
the activity of putting things together in groups a system for classifying things into groups
grup
group

A group of militia saw him and began shooting. - Bir grup milis onu gördü ve ateş açmaya başladı.

A group of gangsters stole money. - Bir grup çete parayı çaldı.

grup
batch
grup
band

The band are very excited about their upcoming tour. - Grup, gelecek turla ilgili çok heyecanlı.

My band will perform this week at Chuck's Bar and Grill. Please come and see us. - Benim grup bu hafta Chuck's Bar and Grill de konser verecek. Lütfen bizi görmeye gelin.

grup
set

The band has just finished their first set. - Grup sadece ilk setini bitirdi.

grup
{i} gang

A group of gangsters stole money. - Bir grup çete parayı çaldı.

A group of gangsters stole the money. - Bir grup gangster parayı çaldı.

grup
{i} bunch

Tom was hanging out with a bunch of other boys, most of them a bit older than him. - Tom diğer çocuklardan bir grup ile vakit geçiriyordu, onların çoğu ondan biraz daha yaşlıydı.

A bunch of people told me not to eat there. - Bir grup insan bana orada yemek yemememi söyledi.

grup
party

The group was planning a bull session to talk about the upcoming party. - Grup, yaklaşmakta olan parti hakkında konuşmak için bir boğa oturumu planlıyordu.

A party of scientists were on board with them. - Bir grup bilim adamı onlarla birlikte gemideydi.

grup
series
grup
coterie
grup
social group
grup
(Astronomi) reseau
grup
(Bilgisayar) groups

He made speeches to many groups. - O, birçok gruplara konuşmalar yaptı.

They formed themselves in groups of five. - Onlar beşer kişilik gruplar oluşturdular.

grup
(Havacılık) battery
grup
(Ticaret) bracket
grup
fellowship
grup
clique
grup
section
grup
lot

We'll send the textbooks in three different lots. - Üç farklı grup halinde ders kitabı göndereceğiz.

There were a lot of great bands at the festival. - Festivalde bir sürü büyük gruplar vardı.

grup
(Çevre) cohort
grup
(Bilgisayar) grouping
grup
tribe
grup
troop
grup
team

The team was divided into smaller groups. - Ekip küçük gruplara ayrıldı.

grup
(Bilgisayar) groupof
grup
pocket
grup
posse
grup
bevy
grup
ingroup
grup
(Muzik) (Music) band
grup
body
grup
clutch
grup
ensemble
grup
fleet
grup
(Askeriye) group
grup
clan
grup
class

In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola. - Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.

Do you like to exercise alone or with a class? - Tek başına mı yoksa bir grupla birlikte mi egzersiz yapmayı seversin?

grup
category
grup
clump
grup
group; band; party; troop
grup
push
grup
ring
grup
covey
grup
crop
grup
contingent
grup
knot
Türkisch - Türkisch

Definition von gruplandırılıyor im Türkisch Türkisch wörterbuch

Grup
saf
Grup
(Hukuk) FRAKSİYON
grup
Ortak özellikleri olan varlıklar, nesneler bütünü. Çeşitli sınıf veya birliklere bağlı elemanların, belirli bir taktik görevi gerçekleştirmek üzere, tek komutanın emri altında birleştirilmesinden oluşan kıta topluluğu
grup
Kategori
grup
Çeşitli sınıf veya birliklere bağlı elemanların, belirli bir taktik görevi gerçekleştirmek üzere, tek komutanın emri altında birleştirilmesinden oluşan kıta topluluğu
grup
Aynı yerde bulunan kimse ve nesneler bütünü, küme, öbek
grup
Küme: "Bir kadın grubu gözleri komutanın penceresine dikili duruyor."- H. E. Adıvar
grup
Görüşleri, çıkarları bir olan kimseler bütünü
grup
Ortak özellikleri olan varlıklar, nesneler bütünü
gruplandırılıyor
Favoriten