Bu aslında oldukça basit.
- It's basically quite simple.
Aslında kendi başıma olmayı tercih ederim.
- I basically prefer being by myself.
İnsanların temelde iyi olduklarına inanıyorum.
- I believe men are basically good.
O temelde onunla aynı görüşte olmayan birisini komünist olarak ilan eder.
- He basically declares anyone who doesn't agree with him a Communist.
Kati surette reddettim.
- I categorically refused.
Onların söylediği şey temel olarak budur.
- That's basically what they're saying.
Temel olarak planını seviyorum.
- I basically like your plan.